BİLMECELER
Ala bakar mora bakar
Oturmuş bakla satar
Baklanın okkası kaça dedim
Çıldır çıldır yüzüme bakar
(KURBAĞA)
Bir acaib nesne gördüm
Alem bilir ismini
Başını sürter kendini öldürür cismini
(KİBRİT)
Dağda idim bağ idim
Başı tuğlu bey idim
Eve geldim evlendim
Bilimecek bağlandım.
(SÜPÜRGE)
Birbağım var uzundur uzun
(SENE)
Senede verir otuz okka üzüm
(RAMAZAN)
Beyazını yirsen haramdır
(ORUÇ)
Siyahını yirsen helaldir
(RAMAZAN GECESİ)
Bir çuval cevizim var, sayarım tükenmez
(YILDIZ)
Ağız içinde dil, arifsen bil
(KAVAL)
Dağdan gelir dat gibi
Kolları var bıdak gibi
Eğilir bir su içer
Beğirir oğlak gibi.
(KAĞNI)
Hak Taala hoş yaratmış
Bir yeşil dal üstüne
Kenarı zil varak
Ortası altın varak
(GÜL)
İki kardeş bir arada büyümüş
Üstü yanmış başı yanmış
Dövülenler onlar imiş
Almış kendini deryaya atmış
Meğer aslı su imiş
(KAHVE)
El eker dil biçer
(YAZI)
Gölgesiz dağlar aşar
(SES)
Yük üstünde yarım çörek
(AY)
Tırnağından övür alır
Burnundan boğazlanır
(BUĞDAY)
Karanlık yirde
Kadın iniler
(ARI) Kırmızı amma elma değil
Kat kat amma gözleme değil
(SOĞAN)
Yılar vurdum sıpaya
Kalktı çıktı tepeye
(İĞNE İPLİK)
Bir kuyum var, iki türlü suyum var
(YUMURTA)
Aldır abası, yeşildir cübbesi
(KİRAZ)
Gökte açık pencere, kalaylı bir tencere
(AY)
Altı göl, üstü gül
(GAZ LAMBASI)
Derin kuyu, gümbür suyu
Alan alır, içen ölür
(TÜFEK)
Çıt demeden çalıya düşer
(GÜNEŞ)
İki derekli, bin kiremitli
(TAVUK)
Bir küçücük mil taşı, dolanır dağı taşı
(GÖZ)
Bilmece bildirmece, el üstünden kaydırmaca
(SABUN)
Bir oğlum var, kat kat göyneği var
(SOĞAN)
Uzaktan baktım aktaş gibi
Yanına vardım sütlaç gibi
(MANTAR)
Het didim
Met didim
Git şuraya
Yat didim
(SÜPÜRGE)
Nar nar narlandı
Narkapıda parladı
Nara adam gelesi
Yedek nar kapıdan inmedi
(KİLİT)
Biz biz bizidik
Otuziki kız idik
Gıran geldi kırıldık
Düzen geldi dizildik
(DİŞ)
Sarıdır safran gibi, okunur Kur'an gibi
Ya bunu bileceksin, ya bu gece öleceksin.
(ALTIN)
|